LAVROV'UN KRİTİK ZİYARETİ - Hüseyin Vodinalı
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un Ankara'ya gelişi sadece tahıl meselesi ile ilgili değildi.
Malum ABD ve Avrupalı müttefikleri Rusya'nın anti Nazi harekatına ilk başta çok ağır tepki koymuştu.
Rusya'nın harekatında başarılı olması ve geri adım atmaması Batı'yı ürküttü.
Amerika savaşın uzamasını, Ukraynalıların kanıyla Rusya'yı sonuna kadar yıpratmayı planlıyordu.
Ancak Kissinger'in kestiği racon sonrası ABD de barış görüşmelerini engellemekten çark etti.
Malumunuz ABD'nin 99'luk efsane stratejisti (savaş suçlusu) Henry Kissinger, Davos'ta "Ukrayna toprak vermeli ve masaya oturmalı yoksa bu işin sonu kötü" demişti.
Kissinger, ABD'nin asıl hedefinin Çin olduğunu hatırlatmış ve ona odaklanılması gerektiğini söylemişti.
Bu ifadeleri Batı kamuoyunda tepki toplasa da müesses nizamın sözcüsü olarak Beyaz Saray'daki çaresiz yönetim tarafından benimsendi.
Biden da Kissinger'in ardından Ukrayna'nın toprak kaybetmesinin normal olacağı yönünde ifadeler kullandı.
Başta CNN İnt. olmak üzere Batılı ana akım müesses nizam medya organları da savaş haberlerini azaltıp, tonu düşürdüler.
Almanya da çark etme işaretleri verdi.
Şu an savaşın uzaması ve büyümesi için çırpınan tek ülke İngiltere.
Onun da ağırlığı olmayacaktır.
İşte bu konjonktürde Ankara'ya gelen Lavrov, Türkiye'ye dostluk mesajları ve barış görüşmeleri için onay getirdi.
Görüşme sonrası açıklama yapan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, "Savaşın müzakereler yoluyla sona erdirilmesi lazım. Müzakerelere dönmek için zemin oluştuğunu görüyoruz. Liderler zirvesine ev sahipliği yapmak isteriz" dedi.
"Biz dengeli ve objektif bir politika izliyoruz" diyen Çavuşoğlu, Rusya'ya yaptırımlara asla katılmayacakları sözünü de verdi.
Lavrov da Suriye konusunda Türkiye'ye engel olmayacakları mesajını verdi.
Astana sürecine bağlı olduklarını ve Temmuz'da Nursultan'da "İran-Türkiye ve Rusya" üçlü görüşmelerinin yapılacağını söyleyen Lavrov;
"Türk dostlarımızın, dış güçler tarafından (Suriye) sınırlarında oluşturulan tehditlerle ilgili hassasiyetlerini dikkate alıyoruz. Uluslararası toplum Suriye'deki şartları ağırlaştırıyor. ABD, Suriye'de gayri meşru şekilde bir takım örgütleri besliyor" dedi.
Hasılı kelam, Türkiye'nin Rusya'ya, Rusya'nın da Türkiye'ye şimdiye kadar hiç olmadığı kadar ihtiyacı var.
Reelpolitik ve jeopolitik Türk-Rus ilişkilerinin sağlam bir temelde yürümesini zorunlu kılıyor.
ABD tarafından iktidara getirilen AKP bunu (yine ABD/NATO/FETÖ kaynaklı) bir çok badire atlattıktan sonra anladı.
Umarız (iktidara gelirse) 6'lı masa da bunu anlamak için aynı badireleri atlatmak zorunda kalmaz.
Çünkü artık maceralara atılmak için mecalimiz kalmadı.
Yorumlar
Yorum Gönder